İnternet alan adlarının 14 Eylül 2022 tarihi itibariyle belgesiz tesciline imkan tanınması akabinde, internet alan adlarının, hak sahibi olmayan kişilerce kötü niyetli tescil edilmesi gündeme gelmiştir. Akabinde, “.tr” uzantılı alan adlarının kötü niyetli tescilinin iptaline yahut hak sahibine devrine imkan veren bir uyuşmazlık çözüm mekanizması benimsenmiştir. Uyuşmazlık çözüm mekanizmasının işletilmesine ilişkin usulü incelediğimiz yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Çok yeni bir uygulama olan uyuşmazlık çözüm mekanizmasının işlemesiyle birlikte, uyuşmazlık çözüm hizmet sağlayıcılarından olan TOBB UYUM Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi (“TOBB Uyum”) tarafından internet alan adlarının devri ve iptaline ilişkin kararlar verilmiştir. Uyuşmazlık çözüm mekanizmasının da yeni olması nedeniyle, söz konusu kararların incelenmesi sistemin işleyişinin anlaşılması bakımından önem arz etmektedir.
Verilen kararlarda, inceleme ve değerlendirmeler İnternet Alan Adı Yönetmeliği madde 25 uyarınca aranan şartlar çerçevesinde yapılmaktadır. Bu kapsamda, ilk olarak ihtilaf konusu alan adının, sahip olunan ya da ticarette kullanılan marka, ticaret unvanı, işletme adı ya da diğer tanıtıcı işaretlerle benzer ya da aynı olması şartının sağlanıp sağlanmadığı değerlendirilmekte, akabinde ise alan adını tahsis ettiren tarafın, bu alan adı ile ilgili yasal bir hakkı ya da bağlantısının olup olmadığı değerlendirilmektedir. Nihayetinde, uyuşmazlığa konu alan adının alan adı sahibi tarafından kötü niyetle tahsis ettirilip ettirilmediği incelenmektedir.
İhtilaf Konusu Alan Adının, Sahip Olunan ya da Ticarette Kullanılan Marka, Ticaret Unvanı, İşletme Adı ya da Diğer Tanıtıcı İşaretlerle Benzer ya da Aynı Olması
TOBB Uyum’un 20 Ekim 2022 tarihli ve 2022-000015 sayılı kararında[1], alan adları bir marka, ticaret unvanı veya işletme adı olmasa da internet sayfalarına ulaşmada ve sayfaların birbirlerinden ayırt edilmesinde kullanılan bir elektronik adres olduğu ve bu anlamda her bir alan adından dünyada sadece bir tane bulunduğu; buna bağlı olarak da alan adının, marka, ticaret unvanı, işletme adı gibi ayırt edici ad ve işaret olduğu ve tanıtma vasıtası gibi bir işleve sahip olduğu belirtilmektedir.
İlk şartın değerlendirilmesinde, öncelikle uyuşmazlığa konu alan adının, şikayet eden tarafından kullanılan marka, ticaret unvanı, işletme adı ya da diğer tanıtıcı işaretlerle benzer olup olmadığı incelenmektedir. Bu doğrultuda şikayet edenlerin, öncelikle şikayete konu alan adına benzer bir marka, ticaret unvanı yahut işletme adına sahip olup olmadıklarını belgelendirmeleri gerekmektedir. Zira inceleme, uyuşmazlık çözüm hizmet sağlayıcılarına sunulan bilgi ve belgeler doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. Bu şartın sağlanıp sağlanmadığının belgelendirilmesinin ise genellikle marka tescil belgesinin sunulması yoluyla yapıldığı gözlenmektedir.
TOBB Uyum, 20 Ekim 2022 tarihli ve 2022-82 sayılı kararında[2], henüz tescil edilmemiş bir ticari marka başvurusunun ticari marka haklarını haiz olmadığı ve bu nedenle şikayet edenin uyuşmazlığa konu alan adı ile benzer ya da aynı olan bir marka başvurusunun, tescilsiz kullanıma bağlı bir marka değeri ile pekiştirilerek sunulması durumunda bir anlam ifade edebileceğine değinmiştir. Aynı kararda, bu fikrin pekiştirilebilmesi için tescilsiz marka sahibinin Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabet hükümleri uyarınca tüm davaları açabilme hakkının ancak tescilsiz markanın gerçekten bir kullanımı olduğunda anlam ifade ettiği belirtilmiştir. Bir diğer deyişle, tescilsiz bir marka söz konusu olduğunda bu markaya aynı ya da benzer bir internet alan adının benzerliği değerlendirilirken, tescilsiz markanın kullanımının yaygın olup olmadığı ve tescilsiz markanın, ayırt edici bir tanımlayıcı işaret haline gelip gelmediğinin ispatı önem taşımaktadır. Dolayısıyla tescilsiz marka söz konusu olduğunda bu internet alan adının iptali/devri için yapılan başvurunun doğrudan reddine sebep olmamakta; ancak kullanımın ispatının yapılması gerekmektedir.
TOBB Uyum’un 20 Ekim 2022 tarihli ve 2022-73 sayılı kararında[3], Yargıtay içtihatlarına da paralel şekilde uyuşmazlığa konu internet alan adıyla aynı ibareye sahip markanın ayırt ediciliği zayıf bir marka olmasının, benzerlik incelemesinde göz ardı edilemeyeceğine değinilmiştir. Bir diğer deyişle, ayırt ediciliği zayıf bir markayla aynı ifadeleri içeren internet alan adının alınmış olmasının, şikayet edene ait marka ile uyuşmazlığa konu alan adı üzerinde benzerlik incelemesi yapılmasını engellemeyeceği ifade edilmiştir.
İhtilaf Konusu Alan Adını Tahsis Ettiren Tarafın Bu Alan Adı ile İlgili Yasal Bir Hakkı ya da Bağlantısının Olmaması
İnternet alan adı uyuşmazlıklarında, ispat yükü kural olarak şikayet edenin üzerindedir. Ancak şikayet edenin, şikayet edilen tarafından tahsis edilen yahut kullanılan uyuşmazlığa konu alan adı üzerinde herhangi bir hakkının ya da meşru menfaatinin olmadığını başvuru esnasında sunduğu belgelerle ortaya koyması halinde artık şikayet edilenin, alan adının sahipliğini koruyabilmek adına ihtilaflı alan adı üzerindeki hak ya da meşru menfaatini ispatlaması gerekecektir.
TOBB Uyum tarafından verilmiş olan kararlarda, şikayet edilenlerin uyuşmazlık konusu alan adı ile ilgili hakkı veya meşru menfaatinin bulunduğunu aşağıdaki hususları ortaya koymak suretiyle ispatlayabileceğine değinilmektedir. Bu doğrultuda şikayet edilenin;
- Şikayet eden tarafından uyuşmazlık çözüm yollarına başvurulmadan önce iyi niyetli şekilde mal ve hizmet sunumu için alan adı, alan adına benzer bir ibare kullanımı veya herhangi bir şekilde “kanıtlanabilir kullanım hazırlığı” mevcut ise,
- Hiçbir ürün/hizmet markası hakkı edinmemiş olmasına rağmen, söz konusu alan adıyla meşhur hale gelmiş olması söz konusu ise, veya
- Alan adını, ticari olmayan ve meşru şekilde, müşterilerine yanlış yönlendirmek ve bu şekilde haksız ticari kazanç elde etmek veya söz konusu ticari marka ya da hizmet markasına zarar verme amacı gütmeyecek şekilde kullanımı varsa
şikayet eden bu hususları uyuşmazlık çözüm hizmet sağlayıcısı nezdinde belgelendirmek suretiyle uyuşmazlığa konu alan adının devrini/iptalini engelleyebilecektir.
Kararlar incelendiğinde, şikayet edilenin herhangi bir hakkının yahut meşru bir menfaatinin olup olmadığı değerlendirilirken, şikayet edilen tarafından uyuşmazlığa konu alan adının aktif olarak kullanılıp kullanılmadığı, ticarette veya hizmette kullanılıp kullanılmadığı veya kullanılmıyorsa dahi kullanmaya yönelik kullanım hazırlığının (bir diğer deyişle, kanıtlanabilir kullanım hazırlığı) mevcut olup olmadığı araştırılmaktadır.
İhtilaf Konusu Alan Adının Alan Adı Sahibi Tarafından Kötü Niyetle Tahsis Ettirilmesi veya Kullanılması
Kişiler, alan adı başvurusu sırasında yanlış bilgi verme, üçüncü kişilerin haklarını ihlal etme gibi fiillerin hukuki sonuçları hakkında bilgilendirilmekte ve üçüncü kişilerin haklarını ihlal etmeyeceklerini, alan adını hukuka aykırı bir şekilde kullanmayacaklarını ve iptal veya feragat durumunda bu işlemlerin kendi lehlerine bir hak doğurmayacağını kabul ettiklerini beyan ve taahhüt etmektedirler.
Kararlarda da belirtildiği üzere, alan adını tescil ettiren kişilere üçüncü kişilerin haklarını ihlal etmeme ve alan adını hukuka aykırı kullanmama konusunda geleceğe yönelik bir yükümlülük ve sorumluluk getirilmektedir.
Kötü niyetli olarak değerlendirilen alan adı başvurularına örnek vermek gerekirse;
20 Ekim 2022 Tarihli ve 2022-000015 Sayılı Karar | -Aynı anda farklı sektörlere ve uyuşmazlık konusu alan adına ilişkin birden çok farklı başvuru yapılması,
-Alan adı uyuşmazlığına ilişkin bilgiye sahip olunduktan sonra marka başvurusunda bulunulması, -Alan adının uluslararası niteliğinden faydalanarak markanın kötü niyetle ve kar sağlamak amacıyla alan adı olarak kaydettirilmesi |
20 Ekim 2022 Tarihli ve 2022-73 Sayılı Karar | -Uyuşmazlığa konu alan adının, marka olarak tescil edilebilecek olmasına rağmen edilmemesi karşısında alan adının alınması
-Şikayet eden tarafından yıllardır kullanılan markayla aynı alan adının alınması ve bu yolla şikayet edilenin bilinirliğinden faydalanılması |
21 Ekim 2022 Tarihli ve 2022-71 Sayılı Karar[4]
|
-Uyuşmazlığın hakem önüne gelmesi akabinde ve uyuşmazlık süresince, alan adına ilişkin şirket kuruluşu yapılması ve alan adı başvuru tarihinde, hak veya meşru menfaatin bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi/belgenin sunulmamış olması |
Öte yandan, TOBB Uyum’un 25 Ekim 2022 tarihli 2022-89 sayılı kararı[5] uyarınca, kötü niyetin tespitinde markanın ayırt edici olup olmadığının da değerlendirilmeye alındığı görülmektedir. Şöyle ki; her ne kadar söz konusu uyuşmazlıkta ihtilaflı alan adının, şikayet edene tescilli marka ile aynı veya benzer olduğu ilk aşamada değerlendirilmiş olsa da, ayırt ediciliği yüksek olmayan ve jenerik ve tanımlayıcı ifadeler içeren markanın tek bir kişinin tekeline verilemeyeceğine değinilmiştir. Buna bağlı olarak da jenerik ve tanımlayıcı ifadeler içeren markanın, internet alan adı olarak kullanılıyor olmasının tek başına kötü niyetin varlığına esas teşkil etmeyeceğine değinilerek hem markanın ayırt edici olmaması hem de şikayet eden tarafın, kötü niyeti ispat edememesi sebepleriyle başvuru reddedilmiştir. Kararda değinildiği üzere, Dünya Fikri Mülkiyet Ofisi (WIPO) nezdinde yürütülen ve tanımlayıcı ifadeler içeren ayırt edici niteliği haiz bulunmayan ifadelerden oluşan alan adlarına ilişkin uyuşmazlıkların, ibarelerin tanımlayıcı olması ve ayırt edici olmaması nedeniyle kötü niyetli tahsisin ya da kullanımın ispat edilemediği değerlendirilerek söz konusu şikayetlerin reddine karar verilmiştir.
Sonuç
E-ticaret geliştikçe, alan adlarının kullanımı da daha önemli hale gelmektedir. Kararlarda da belirtildiği gibi; alan adları aynı marka, ticaret unvanı ve işletme adı gibi ayırt edici ad ve işaret niteliği taşımakta ve tanıtma işlevi görmektedir. Bu nedenle, alan adlarının sınai mülkiyet hakları ve haksız rekabet yasakları ile de birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Hal böyleyken, internet alan adları uyuşmazlıklarına ilişkin getirilmiş olan bu çözüm hem uyuşmazlıkların çözümlenme hızı açısından hem de hak kayıplarının önlenmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. Bu nedenle uygulaması yeni başlamış olan alan adı uyuşmazlıkları çözüm mekanizmasının, uygulamada verilecek olan kararlarla daha da şekilleneceği açıktır.
[1] TOBB Uyum Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi, 20 Ekim 2022 Tarihli ve 2022-000015 Sayılı Kararı
[2] TOBB Uyum Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi, 20 Ekim 2022 Tarihli ve 2022-82 Sayılı Kararı
[3] TOBB Uyum Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi, 20 Ekim 2022 Tarihli ve 2022-73 Sayılı Kararı
[4] TOBB Uyum Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi, 21 Ekim 2022 Tarihli ve 2022-71 Sayılı Kararı
[5] TOBB Uyum Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi, 25 Ekim 2022 Tarihli ve 2022-89 Sayılı Kararı